1. Feride (Reşat Nuri Güntekin-Çalıkuşu)

Feride; yaramaz, çocuksu, neşeli, cıvıl cıvıl bir karakterdir. Acılarını gizleyen, kolaylıkla fevri kararlar alabilen, iradeli ve gururlu bir yapısı vardır. Oldukça cesaretlidir, ağaçların tepesinden hiç inmez. Bu yüzden de herkes ona “Çalıkuşu” der. Hayat şartlarının ve özellikle de Kamran’a olan aşkının Feride’yi zamanla olgunlaştırdığına tanık oluruz. Kültürlü ve idealist bir öğretmen olarak Anadolu’nun çeşitli yerlerinde öğretmenlik yapmaya başlayan Feride, ne kadar uzaklaşsa da geçmişinden kopamayacaktır. Tüm engellere rağmen, gerçek aşkından vazgeçmeyişi de karakterin güçlü yanlarından biridir.



2. Emma Bovary (Gustave Flaubert-Madam Bovary) 

Güzel, alımlı ve hırslı bir kadın olan Emma Bovary; kendisini okuduğu kitaplardaki karakterlere kaptırıp onlar gibi heyecanlı bir aşk ve gösterişli bir hayat yaşamak isteyen hayalperest bir karakter olarak karşımıza çıkar. Öyle ki bu hayalperestliği onu ölüme sürükleyecek kadar tehlikelidir. Çevresini ve yaşantısını beğenmez; sorumsuz ve memnuniyetsizdir. Hastalık derecesindeki sınıf atlama merakı ve ilişkisindeki hoşnutsuzluk, yıllarca eşine ihanet etmesine sebep olur. Ancak sevgililerinde de aradığı gibi bir aşkı bulamayacak, borç içinde ölecektir. Romantik bir kadın olan Emma Bovary, psikolojik yönüyle her dönemde oldukça ilgi çekmiştir. Öyle ki, kitaptan sonra “Bovarizm” denilen bir çeşit psikolojik rahatsızlık literatüre geçmiştir.


3. Selma (Peyami Safa-Selma ve Gölgesi) 

Selma; gizemli kişiliğiyle, soğukkanlılığıyla ve asaletiyle dikkat çeken, etkileyici bir karakterdir. Psikopat bir seri katil olan Selma, erkekleri muhteşem güzelliği ve çekiciliğiyle büyüler. Kadınsılığını sonuna kadar kullanır ve bu sayede cinayetlerine zemin hazırlar. Hayatına giren erkekleri kusursuz planlarla öldürür, cinayetlerine intihar süsü verir. İntikam dolu, zeki, sinsi, güçlü ve tam anlamıyla feminen bir karakter olan Selma, yazıldığı dönemden beri ilgi çekmiştir. 


4. Maria Puder (Sabahattin Ali-Kürk Mantolu Madonna) 

Derin bir psikolojiye sahip, içine kapanık, naif ruhlu bir karakterdir Maria Puder. Garip ve anlaşılmaz bir kişiliğe sahiptir. Hayata ve bilhassa da erkeklere karşı güvensiz, bu yüzden de iç dünyasını kolaylıkla açamayan bir yapısı vardır. Hayat onu erkeklere karşı merhametsizleştirmiştir. Gerçek aşka olan inancını yitiren Puder, bu yüzden uzun müddet Raif Efendi’ye olan aşkını fark edemeyecek, kendisini ondan uzak tutmaya çalışacaktır. Acılarını her fırsatta ukala ve vurdumduymaz bir maskeyle gizlemeye çalışan Maria Puder, baskın karakteri ile ilgi çeker.

“Yazarın romanında Maria Puder, romanlardaki çoğu kadın tasvirinden çok farklıdır. Kadını aciz gören, aşağılayan ya da hep çaresiz gösteren günümüz medyasına karşı bir başkaldırıdır Maria’nın sözleri: Dünyada sizden, yani bütün erkelerden niçin bu kadar nefret ediyorum biliyor musunuz? Sırf böyle en tabii haklarıymış gibi insandan pek çok şey istedikleri için… Beni yanlış anlamayın, bu taleplerin muhakkak söz haline gelmesi şart değil… Erkeklerin öyle bir bakışları, öyle bir gülüşleri, ellerini kaldırışları hulasa kadınlara öyle bir muamele edişleri var ki… Kendilerine ne kadar fazla ve ne kadar aptalca güvendiklerini fark etmemek için kör olmak lazım. Herhangi bir şekilde talepleri reddedildiği zaman düştükleri şaşkınlığı görmek, küstahça gururlarını anlamak için kâfidir. Kendilerini daima bir avcı, bizi zavallı bir av olarak düşünmekten asla vazgeçmiyorlar. Bizim vazifemiz sadece tabi olmak, itaat etmek, istenilen şeyleri vermek… Biz isteyemeyiz, kendiliğimizden bir şey vermeyiz… Ben bu ahmakça ve küstahça erkek gururundan tiksiniyorum. Anlıyor musunuz? Bilhassa tahammül edemediğim bir şey, kadının erkek karsısında her zaman pasif kalmaya mecbur oluşu… Neden? Niçin daima biz kaçacağız ve siz kovalayacaksınız? Niçin daima biz teslim olacağız ve siz teslim alacaksınız? Niçin sizin yalvarışlarınızda bile bir tahakküm, bizim reddedişlerimizde bile bir aciz bulunacak?”



5. Lamia (Reşat Nuri Güntekin-Dudaktan Kalbe) 

Lamia, nam-ı diğer “Kınalı Yapıncak” saf ve masum kişiliği, çekingen yapısı, müziğe olan ilgisi, fedakarlığı ve iyi kalpliliğiyle dikkat çeken bir karakterdir. Zaten yeterince zor olan hayatı gerçekten sevmenin ne demek olduğunu bilmeyen, zevkleri uğruna yaşayan, ruhsuz bir karakter olan Hüseyin Kenan’a aşık olmakla daha da zorlaşacaktır. Lamia, saf kalbiyle Kenan’ı etkileyecek; Kenan ne kadar inkar etse de kendisini Lamia’ya kaptıracaktır. Her ne kadar duygusal ve hassas gözükse de güçlü bir yapısı olan Lamia, Reşat Nuri Güntekin’in unutulmaz karakterlerinden biridir.

“Sevdayı size kalpte doğup ölen bir şey diye öğretiyorlar Kınalı Yapıncak. Ne fena, ne yanlış bir fikir… Sevdanın kalple hiçbir alakası yok. Sevda yalnız dudaklarda doğup yaşadıkça bir saadet olur. Onun dudaktan kalbe zehir gibi işlemesine meydan vermemeli.” 



6. Anna Karenina (Lev Nikolayeviç Tolstoy-Anna Karenina)

Güzel, zeki, asil ve tutkulu bir kadın olan Anna Karenina, sevgisiz ve mutsuz giden evliliği ile tutkulu aşkı arasında kapana kısılmış bir karakterdir. Cesareti, fedakarlıkları ve özellikle de toplum baskısına karşı dürüstlüğü ile dikkat çeker. Ruh zenginliği, birikimi ve asaletiyle tam anlamıyla bir aşk kadınıdır. Kont Vronski ile olan tutkulu aşk öyküsü; zamanla acı, vicdan hesaplaşmaları ve kıskançlıklarla zedelenecek Anna’yı intihara sürükleyecektir. Anna Karenina, yazıldığı dönemden beri özellikle iç hesaplaşmaları ve psikolojik derinliğiyle herkesi etkileyen bir karakter olmuştur. 

“Benim aşkım giderek daha tutkulu, daha bencil oluyor. Onunkiyse giderek sönüyor, sönüyor. Ayrılmamızın asıl nedeni bu işte. Bu gidişi düzeltmek olanaksız. Benim için her şey odur. Bu yüzden de giderek daha çok vermesini istiyorum kendini bana. O da giderek uzaklaşmak istiyor benden. Başlangıçta gerçekten yaklaşıyorduk birbirimize. Sonra önüne geçilmez ir güç ayrı ayrı yönlere çekmeye başladı bizi. Bunu değiştiremeyiz. Benim anlamsız bir kıskançlık içinde olduğumu söylüyor. Saçma bir kıskançlığımın olduğunu ben de söylüyordum kendime. Ama doğru değildir bu. Kıskançlık değil benimki. İstediğini bulamamanın verdiği bir bunalım. Onun yalnız gecelerini çılgınca paylaşmak istediği bir metresten başka bir şey olabilseydim keşke. Ama bundan başka bir şey olamıyorum. Bu tutkumla tiksinti uyandırıyorum onda. … 

Bizler yeryüzüne birbirimizden nefret etmek, bundan ötürü de hem kendimize hem de başkalarına acı çektirmek için salıverilmedik mi? Hem onun cezasını vereceğim, hem de her şeyden de, kendimden de kurtulacağım.” 


7. Macide (Sabahattin Ali-İçimizdeki Şeytan)

Konservatuar öğrencisi olan Macide; sabrıyla, soğukkanlılığıyla ve ince ruhlu oluşuyla dikkat çeker. Sabahattin Ali’nin ustalıkla yarattığı karakter; etrafındaki genç kadınlardan farklı duruşuyla, dürüstlüğü ve her şeye rağmen elden bırakmadığı sadakatiyle hafızalara kazınmıştır. Talihsiz yaşamıyla, geçmişiyle en olmadık zamanda yüzleşmesiyle, durgun evliliğiyle gerçeğe oldukça yakın bir karakter olmasının yanı sıra psikolojik tahlillerin başarısıyla da büyüleyici kadın karakterler arasında yerini almıştır. 



8. Marguerite Gautier (Alexandre Dumas Fils-Kamelyalı Kadın)

Marguerite Gautier, Paris’in en yakışıklı, en zengin kontlarının metresliğini yapan inanılmaz güzellikte bir kadındır. Masum güzelliği, asil ve çocuksu duruşu ile herkesi büyüler. Gösterişli hayatına verem kabusu son verene dek yalnızca Armand Duval’ı sevecek ve ilk kez onda karşılık beklemeden sevmeyi, sevilmeyi tadacaktır. Marguerite Gautier; güzelliği, tutkulu aşkı ve hüzünlü hikayesiyle klasikleşmiş unutulmaz karakterler arasında yer edinmeyi başarmıştır.



9. Bihter Ziyagil (Halit Ziya Uşaklıgil-Aşk-ı Memnu) 

Bihter Yöreoğlu, genç, güzel, hırslı bir kadındır. Yaşadığı acılardan kaçmak ve gösterişli bir hayata kavuşmak için yaptığı evlilik zamanla onu tatmin etmeyecek, bu tatminsizlik kocasına ihanetle sonuçlanacaktır. Evliliğinin sevgiden, aşktan yoksun olması onu heyecanlı bir ilişki arayışına itecek ve sonuçları herkes için oldukça ağır olacaktır. Bihter Ziyagil’in en belirgin ve en etkileyici özelliği yasak aşkı için her türlü fedakarlığı göze almasıdır. Ancak beklediği karşılığı alamayınca ruhunda derin yaralar açılacaktır. Bihter karakteri psikolojik tahlilleriyle herkesi büyülemiş, aldatan kadın imajından çok aşık, yalnız, şanssız bir kadın imajıyla hafızalara kazınmıştır.

“Bu aşk onlar için asıl tehlikeleriyle, zorluklarıyla çekici oluyordu. Herkesin gözü önünde herkesten saklanan, yalnız, ikisine ait gizli bir hayat vardı ki bütün güzellikleriyle onları daha fazla birbirine yaklaştırıyor, ilişkilerine fazla bir samimiyet veriyordu.”
Etiketler: ,

Yorum Gönder

Author Name

{picture#YOUR_PROFILE_PICTURE_URL} YOUR_PROFILE_DESCRIPTION {facebook#YOUR_SOCIAL_PROFILE_URL} {twitter#YOUR_SOCIAL_PROFILE_URL} {google#YOUR_SOCIAL_PROFILE_URL} {pinterest#YOUR_SOCIAL_PROFILE_URL} {youtube#YOUR_SOCIAL_PROFILE_URL} {instagram#YOUR_SOCIAL_PROFILE_URL}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.